Boşanma davaları; evlilik birliğinin devamı süresince eşler arasındaki anlaşmazlıklar zaman zaman en üst raddeye ulaştığında; evlilik birliğinin devamını eşler bakımından çekilemez hale geldiğinde kaçınılmazdır. Ayrılık ve boşanma kararları, eşler için çoğu zaman duygusal yıkımı da beraberinde getirmektedir. Eşler, evlilik birliğinin devamı için dengeli bir şekilde her türlü emeği göstermeli; evliliğin çekilemez hale geldiği noktada ise büyük bir kararlılıkla, boşanmaya karar vermelidir. Ailenin birliği, toplumun yapı taşı olduğundan; eşlerin mutluluğu öncelikle aile birliğinin devamı ile sağlanabilir. Ancak evlilik birliğinin eşlere zarar vermeye başladığı an sona erdirilmesi en doğru karar olacaktır.
Biz bu yazımızda; genel hatlarıyla boşanma dava süreçlerini, boşanma nedenlerini, anlaşmalı ve çekişmeli boşanma dava prosedürünü, evliliğin sona ermesi nedeniyle mal rejiminin tasfiyesini ve boşanma ücretlerini değerlendireceğiz.
1. Boşanma Nedenleri
Her şeyden önce ifade edelim, evlilik birliğinin kurulması ve devamı için her iki tarafın ortak iradesi gerekir. Eşlerden birinin tek taraflı olarak evlilik birliğine devam etmek istememesi hali dahi, boşanma gerekçesi olarak görüldüğü durumlar olmaktadır. Bunun dışında boşanma nedenleri olarak kanunda özel nedenler ve genel boşanma nedeni olmak üzere ikili bir ayrıma gidilmiştir.
1.1 Özel Boşanma Nedenleri
-Zina: Eşlerden birinin sadakatsizliği, kesin boşanma sebebidir. Zina iddiasının ispat edilmesi gerekir. Ancak zina olayının ispat zorluğu dikkate alındığında, kesin bir ispat değil; yaklaşık ispatın sağlanması (zina edildiği inancının oluşması) yeterli kabul edilmektedir.
-Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış: Eşin diğer eşin hayatına kast etmesi veya ağır hakaretlerde bulunması boşanma nedenidir.
-Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme: Eşin yüz kızartıcı bir suç işlemesi veya ahlaka aykırı bir hayat sürmesi boşanma sebebi olabilir. Yüz kızartıcı suçların ne olduğu hususunda kanunda örnekleme yapılmamıştır. Ancak hırsızlık, dolandırıcılık, fuhuş, müstehcenlik gibi suçların bu kapsamda kaldığını kabul etmek gerekir.
-Terk: Eşlerden birinin, haklı bir sebep olmaksızın ortak konutu terk etmesi ve bu terk halinin en az 6 ay sürmesi boşanma sebebidir. Bu hususta açılacak dava ile eşe belli şartlar dahilinde, ortak hayata geri dönmesi teklif edilir. Aksi takdirde boşanma kararı verilir.
-Akıl Hastalığı: Eşlerden birinin tedavi edilemez bir akıl hastalığına yakalanması ve evliliğin çekilmez hale gelmesi durumunda boşanma mümkündür. Akıl hastalığının sonradan ortaya çıkması yahut evlilikten önce var olması, akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası açmak bakımından önem arz etmez.
1.2 Genel Boşanma Nedenleri
Genel boşanma nedeni, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasıdır. Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesine göre, evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmışsa, eşlerden biri boşanma davası açabilir. Bu durumun en yaygın örnekleri şunlardır:
- Sürekli tartışmalar, anlaşmazlıklar, uyumsuzluklar
- Güvensizlik ve sadakatsizlik
- Ekonomik sorunlar ile maddi sorumluluk bilincinin olmaması
- Eşlerden birinin ailesiyle yaşanan ciddi çatışmalar
- Duygusal eksiklikler
- Cinsel paylaşım olmaması
- Müşterek yaşamın ruhuna aykırı davranışlar
- Psikolojik, duygusal, ekonomik şiddet
- Sosyal hayattan izole etme çabası
- Aşırı kıskançlık, baskı ve yönlendirme çabaları
Bunlar dışında, eşler arasında pek çok davranış genel boşanma nedeni olarak sayılıp; davranışı sergileyen eşin kusurlu kabul edilmesine neden olabilir.
1.3 Anlaşmalı Boşanma Nedenleri
Eşlerin anlaşmalı olarak boşanma kararı vermeleri halinde, herhangi bir boşanma nedenine ihtiyaç yoktur. Anlaşmalı boşanmada, eşler boşanmanın tüm sonuçlarını birlikte kararlaştırır. Buna göre nafaka miktarı, tazminat miktarları, mal ayrılığı, velayet gibi hususların tamamına eşler özgürce karar verir. Eşler arasında yapılan protokol, mahkeme onayına sunulur; duruşmada bu protokolün kabul edildiğinin belirtilmesi halinde boşanma kararı verilir.
Anlaşmalı boşanma davasının gerçekleşebilmesi için, eşlerin karşılıklı olarak anlaşması dışında, evlilik birliğinin en az 1 yıl sürmüş olması gerekmektedir. Aksi takdirde anlaşmalı boşanma kararı verilemez. Ancak boşanma davasının çekişmeli olarak açılıp, mahkemece boşanma hükmü kurulması için 1 yılın geçmesi beklenmez.
2. Mal Rejiminin Tasfiyesi
Türk hukukunda, yeni medeni kanunun yürürlüğe girdiği 2002 yılıyla girmesiyle birlikte, yasal mal rejimi olarak “edinilmiş mallara katılma” rejimi benimsenmiştir. Edinilmiş mallara katılma rejimini yasal mal rejimi olarak benimsenmesinin pratikte şu gibi sonuçları olmuştur:
– Eşler arasında mal ayrılığı bulunmadığından, kişisel mal olmadığı sürece, eşler adına kayıtlı bütün malvarlığı unsuru ortak kabul edilip, diğer eşin bu malvarlığı üzerinde hakkı bulunmaktadır.
– Eşlerden biri, diğerinin kişisel malına katkıda bulunmuşsa, katkısı oranında değer artış payı talep edebilir.
– Evlilik süresince edinilmiş mallar belirlendikten sonra, her eşin toplam edinilmiş malı hesaplanır ve borçlar düşülerek artık değer bulunur. Artık değerin yarısı diğer eşe verilir.
– Eşler, mal rejimi sözleşmesi yaparak farklı bir paylaşım düzeni belirleyebilirler.
2.1 Mal Rejiminin Tasfiyesinde Tedbir Kararı
Mal rejiminin tasfiyesi için açılacak davalarda mutlak surette ihtiyati tedbir kararı alınmalıdır. Tedbir kararının alınmasıyla birlikte, kötü niyetli eşin, malvarlığı unsurlarını üçüncü kişilere devredek deyim yerindeyse “mal kaçırma” davranışını engellenir. Bu nedenle boşanma davasının açılmasıyla birlikte, eş zamanlı olarak mal rejiminin tasfiyesine ilişkin dava açılmalı ve bu şekilde tedbir kararı alınmalıdır.
2.2 Eşlerden Birinin Mal Kaçırması
Eşlerden biri kimi zaman, tedbir kararı verilene kadar geçen süre içerisinde evlilik birliği içerisinde edinilmiş malları üçüncü kişilere danışıklı olarak devredebilir. Bu şekilde gerçekleştirilen devir karşılığında, malvarlığında herhangi bir artış meydana gelmez ise muvazaalı işlem yapıldığı kanaati oluşabilir. Mal kaçırma halinde kimi şartların varlığı aranarak, olabildiğince en kısa sürede muvazaa davası açılmalıdır. Danışıklı işlemin taraflarından tapu mülkiyetinin devri istenebilir ancak taşınmazın iyiniyetli üçüncü kişiye (danışıklı işlemden haberi olmayan birine) devredilmesi halinde tapu mülkiyeti talep edilemez. Bu nedenle, mal kaçırma şüphesinin bulunduğu durumlarda derhal hukuk mücadelesine girilmeli; malvarlığı unsurunun geri kazandırılması için hızla tedbir kararı alınmalıdır.
3. Boşanma Davası Avukatlık Ücretleri ve Yargılama Giderleri
Boşanma davaları, çoğu zaman maliyeti yüksek davalar olarak görülse de bu hususun her zaman doğru olduğu söylenemez. Özellikle, maddi durumu yetersiz olanlar için adli yardım sistemi sayesinde, yargılama giderlerinin büyük bir bölümünden muaf olunabilir. Avukatlık ücretleri ise kimi zaman Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin altında kalmamak kaydıyla iş bitiminde tahsil edilmek üzere anlaşmaya konu edilebilir.
4. Ankara En İyi Boşanma Avukatı
Ankara en iyi boşanma avukatı gibi bir nitelendirme, TBB disiplin yönetmeliğine ve TBB etik kurallarına aykırıdır. Zira bir avukatın iyi veya kötü olduğunu belirleyebilecek herhangi bir belirleyici mekanizma yoktur. Ayrıca en iyi boşanma avukatı gibi ifadelerle avukatlar arasında haksız rekabete yol açacak niteliktedir. Dolayısıyla “Ankara’nın en iyi boşanma avukatıyız” gibi söylemlerle itibar etmemek gerekir. Bir avukatın iyi olup olmadığı, objektif kriterlere göre belirlenemez.
5. Sonuç
Boşanma davaları, bünyesinde hukuki olarak pek çok farklı hukuk disiplinini barındırır. Ceza hukuku, gayrimenkul hukuku, icra hukuku, tazminat hukuku gibi pek çok alan bilgisiyle boşanma davalarının başarılı şekilde yürütülmesi sağlanabilir. Eşler mutlaka, alanında uzman bir boşanma avukatıyla çalışmalı; böylelikle hak kayıplarının önüne geçmelidir. Unutulmamalıdır ki, hukuki bilgilendirme yazıları genel nitelikli olup; her somut olay özelinde ayrıca değerlendirilmelidir. Bu değerlendirme ise yetkin bir avukat vasıtasıyla mümkün olacaktır.
Av. Mücahit Kaynarca